Arşiv

Posts Tagged ‘yemekler’

Bakla aşkım :)

6 Haz 2011 Yorum bırakın

 Şimdi kızıma kızıyorum da bende bebekliğimde ve çocukluğumda hiç bişey yemeyengilerden olup annemi çıldırtmışım. (Bunu tabi Buse’den sonra anlayabildim.) Hatta sebzeleri o kadar uzun süre yemedimki bazılarının tadlarını liseye geldiğimde daha öğrenmiştim.. Bamyayı yediğimde 20 yaşımı geçmiştim. 🙂 Bakla ise bugüne kadar hiç ağzıma süremediklerimdendi.

Daha fazlasını oku…

Mayıs geldi…

3 May 2011 Yorum bırakın

Tam oh artık mayıs geldi dicektik ki, yarın yine yağmur gelecekmiş, Cumartesi günüde hava tekrar soğuyacakmış. Herhalde artık sondur. Baharın tadını çıkaramadan yaza girecez galiba.

Bizim küçük canavar ile Ankara’ya gittik geçen Perşembe günü. Tabi Ankara’da etrafı kalbalık olunca, anneanne, dede, babaanne dayılar amcalar,  dönüş yolu boyunca Ankara gideliiim, eve gitmeyeliim diyerek söylendi. Sonrasında da beklenen gelişme Pazartesi sabah anne gitmeee diye başlayan, sonrada okula gitmiiicem diye Ayşe teyzesini sıkıntıya sokan ağlama. (ama ne ağlama telefonda konuşmaya çalışıyorum banamısın demiyor). Sonra okula gidince sesi kesilmiş, bereket. Normale döndü hayat. Akşam servisden inince beni karşılıyor artık kuzum benim J.

Dün kıymalı makarna yapayım dedim.Busede güzelce bir yesin. Bugün de kalanını yiyelim.

Kıymalı Makarna

–          300 gr kıyma

–          4,5 diş satımsak

–          Soğan

–          Tuz ,karabiber, kimyon

–          Domates püresi

–          Zeytinyağı

–          İstenilen çeşit makarna (Ben bunu yaparken genelde Barilla’nın Deniz kabuğu’nu kullanıyorum)

Makarnaları haşlanması için suya koyuyorum.  Diğer bir tencerede önce 2-3 diş sarımsağı yağın içine atıyorum, biraz kokusunu yağa verdikten sonra kıymayı kavuruyorum. Kıyma kavurlmaya yakın piyazlık doğradığım soğanları üzerine ekliyorum. Malzemeleri biraz çevirip baharatlarını ekliyorum. Kimyonu bol koyuyorum. Sonra da domates püresini. Malzemeler iyice birbirine geçince altını kapatıyorum. Makarnalar haşlandıktan sonra biraz makarnanın suyundan da sosa ekleyerek iyice karıştıryorum. (Makarnayı hiç soğuk suya tutmadan direk atıyorum sosun içine)

Üzeri için biz sarımsaklı yoğurt ve ince kıyılmış maydanoz kullanıyoruz.

Afiyet olsun

Pizza Keyfi

21 Nis 2011 Yorum bırakın

Akşam tam yemek yapmak için buzluktan tavukları çıkarmıştım ki Seda aradı, ama Sude konuşmak istiyomuş benimle, ben buseyi özledim bize gelirmisiniz diyor J. Kuzum dedim yerim seni bide geçen sefer kitabım kalmış onuda getirir misiniz? Sonra iyi günler dedi annesine verdi. Bu çocuklar tam yemelikler.

Sedada da yemek yokmuş, ee pizza keyfi yapalım o zaman dedik. Hoop geri kaldırdım hemen tavukları kısmet bugüneymiş.

Bu akşam tavuk, salata ve birde yoğurt çorbası yapmayı planladım.

2 parça göğüs eti lazım. Göğüs biraz kuru olduğundan mümkün mertebe biraz çeşnilendirmeye çalışıyorum ki Buse yesin.

 Galeta Unlu Tavuk

 2 adet tavuk göğsü,

Galeta unu,

Sarımsak tozu,

Toz kırmızı biber,

Tuz,

Çıtır pane harcı.

Sıvı yağ

Tavukları kuşbaşı doğruyoruz. Üzerine galeta unu baharatlar ve çıtır pane harcından koyuyoruz ve iyice harmanlıyoruz. (çıtır pane harcı çok da şart değil de, evde varsa kullanıyorum). Tavayya sıvıyağı alıyoruz.Ben çok yağ koymuyorum az biraz yağın içinde tavukları kavuruyorum. Çok fazla kavurmayada gerek yok sulu kalması için yoksa göğüs eti çok kuruyor.

Bugün tavukların önünden bir de Yoğurt çorbası yapayım istiyorum. Salata olarak da fethiyeden gelen domateler ve biberler ile çoban salata yapacağım.

Afiyet olsun.

Karışık İşler

5 Nis 2011 Yorum bırakın

Bu haftalarda işler karışık, ben karışığım ondanmıdır nedendir bir türlü yazamıyorum. Zaten Buse’ye yiycek bişeyler bulduğun sürece bu ara bizim yediklerimizi pek sallamadım desem yalan olmaz.

Haftasonu, dedimki evde bi dondurma yapayım, deniyeyim ama pek taliplisi olmadı. Bana kalırsa gayet güzel olmuştu. Onun tarifini yazacağım şimdi. Çok basit bir denemekde fayda var bence.

Çok basit bir dondurma yoğurlu. Hem besleyici olsun hemde bizimkiler sever diye yaptım ancak tadını biraz daha arttıracağım bir sonrakinde. Daha ekşimik olduğu için bizimkiler çok hoşlanmadı.

– Yarım kilo süzme yoğurt

– Pekmez (Ben tam da burda hata yaptım herhalde, miktar ayarlaması yapamadığım için yoğurdun ekşiliğini tam olarak gideremedim. Aslında balla da denenebilir. Bidahakine öyle yapmayı düşünüyorum. Şeker koyulabilir tabikide. Diğer şekillerde de denedikten sorna buraya yine aktarırım.) 

– Buseciğim herşeyin çikolatalısını sevdiğinden dolayı, ben içine birazda çikolata eritip koydum.

– Etinin kakaolu bisküvisi 1 paket

 Yoğurt, pekmez, erimiş ama çok sıcak olmayan çikolata ve un ufak ettiğimiz  bizküvileri bir kaba alıp bir süre mikser ile çırpıyoruz. Tamamaen pürüzsüz bir kıvama geliyor. Buzluğa koyup 5-6 saat bekletiyoruz. Bu kadar. Ama dediğim gibi ben beğendim evdekiler ekşi bu diyip beğenmediler. Şeker miktarına dikkat etmek lazım.

İyi haftalar

28 Mar 2011 Yorum bırakın

Bugün biraz zor kalktık zor hazırlandık, saatlerin alınmasından herhalde.  Buse en kolay alışanımız herhalde. Sabah bir baktım uyanmış anneee çişiiim vaar diyor. 🙂

Bugün ekmek yapmam lazım öncelikle evde ekmeğimiz kalmadı. Akşama yemek olarak  erişteli yeşil mercimek yapmayı planladım. İnşallah buzlukda mercimeğim vardır. Yanınada biraz salata yapacağım yeşillili.

Ekmeğimin tarifini vereyim bugün;

Sütlü ekmek

375 ml süt

1 yemek kaşığı sıvı yağ,

2 çay kaşığı tuz,

1 yemek kaşığı şeker,

600 gr un

1,5 çay kaşığı maya

Ekmek makinasında önce sıvıları koyuyoruz, sonra unu eleyip koyuyoruz. Üzerine mayayıda yerleştirip makinayı çalıştırıyoruz. 3 saat sonra hazır. Benim bu ekmeklerde çözemediğim mesele maya kokusu. Maya kokusunu giderebilen varsa bana haber versin.

Afiyet olsun.

Geçen hafta yoğun bitti, bu hafta yoğun başladı….

22 Mar 2011 Yorum bırakın

Geçen hafta tüm günler Busecik ve ateşiyle uğraşınca, geri kalan günlerde yoğun geçti işler. Şükür Buse iyileşti. Tabi her hastalıktan sonra huy değiştirdiği için çocuklar, arkadaşın asabiyetiyle uğraştık tüm haftasonu. Hiç abartmıyorum, tüm Pazar gününü ağzında meme elinde morgözüyle geçirdi. Kızım artıık ağzın yara olcak çıkar şunu dediğimde bi yarım saatliğine çıkardı. Nasıl kurtulacaz bu emzikden bilmiyorum ?!

Tabi hastalıkdan sorna zaten az yiyen çocuğum , hiç bişey yememeye başladı. Ben anlamıyorum, bıraksam tüm gün aç geziyor ve bir kere bile karnım acıktı demiyor.  Hasta olmasa bırakacağım ama, hasta diye bende ısrar ediyorum bu seferde kavga kıyamet kopuyor. Off offf, Busecik hiç bi konuda zor bir çocuk değil ama bu yemek meselesi beni mahvetti.

Neyse etli sütlü beslemeye çalışıyorum güçlensin biraz diye hastalık sonrası, o yüzden bugün Magginin  paprika çeşnili karışımı ile fırında tavuk yapmaya karar verdim. Hem yapması kolay, hemde yemesi lezettli. Yanına, evde havuç ve turp olduğundan, havuç turp rendesi salata olarak yapacağım. Hemde yarın öğlen Buse’nin yemeğinide çıkarmış olacağım. 

Afiyet olsun.

Yine hastalık

11 Mar 2011 Yorum bırakın

Dün gece hiç durmayan bir öksürük ve sonrasında da sabah karşı 38,5 civarı ateş. Bu hastalıklardan kurtulamadık. Kreşe başladık bu sene, sadece haftanın 3 günü oyun grubuna gidioruz ve bütün bir yılı hasta geçiriyoruz. Kreşe başladıktan sonra 2 kış böyle geçecek deniyor. Umarın ilkini atlatmışızdır. Şu ateş korkutuyor insanı ama onunla ilgi de okuduğum çok şey var ve o yüzden çok yükselmedikçe yada Buse rahatsız olmadıkça ateş düşürücü vermiyorum. Kadir Tuğcu Hocanın bir yazısı var ateş ile ilgli tavsiye ederim.

http://www.anneoluncaanladim.com/yazarlar/21/kadir-tugcu/279/ates-ve-tedavisi

Neyseki keyfi yerindeydi sabah. Bakalım bugünü nasıl geçireceğiz. Tüm gün takipdeyiz. Umarım daha fazla ağırlaşıp bizi hastanelere taşıtmaz. Hastalık tamamda, benim asıl sinirlerimi bozan iştahınında hastalıkla birlikte tamamen (zaten bizimkinde yok) gitmesi. İki lokmayı zor yiyor çocuğum.  Off oofff anne olmak zormuş.

Yemek konusuna gelince bugün muhtemelen bizim kocaların bekar gecesi olacak. O yüzden ben kendime tost vs geçiştirebilirim. Buse’yede sebze çorbası yapacağım. Bir ara onunda tarifini vereyim. Ama dün akşam çorbanın yanına menemen yaptım onu anlatayım (gerçi herkes bilir bunu). Ben çok severim menemeni hemde besleyici olduğunu duydum. Sebze ve proteinin bir arada olduğu yemeklerden. Gerçi Buse’cik daha ağzına sürmedi.

–          3 orta boy domates

–          3 – 4  adet Biber

–          1 ortaboy soğan

–          Tuz, karabiber, kırmızı toz biber, kimyon, sarımsak tozu, nane (ben evde bulduğum baharatı koyuyorum)

–          3 yumurta

 Önce soğanları yağda pembeleştriyoruz, tabi biberleride beraberinde hafif öldürüyoruz. (eğer evde kırmızı biberinizde varsa o da ayrı bir lezzet katıyor). Domatesleri kabuklarını soyup küp küp doğrayıp üzerine ilave ediyoruz. Biraz altını kısıp bu aşamada 6-7 dakkika pişiriyoruz. Baharatlarınıda ekliyoruz. Diğer yandan yumurtaları ayrı bir yerde çırpıyoruz. Domatesler hafiften ölür gibi olduğunda yumurtayı ekliyip karıştırıyoruz. Biraz tencerenin üzerini kapatıp 5 dakika sonra ateşi kapatıyorum. Burda yumurtayı nasıl sevdiğinize bağlı. Biz biraz sulu seviyoruz.

 Afiyet olsun..

Sabah yine beyazla uyandık…

10 Mar 2011 1 yorum

 Her ne kadar Ankara kadar olamasakda, kızım karı görüdya bunada şükür. Bugün işe gidesimde hiç yok ama gitmek lazım tabi. 😦

Yapılacak ne çok iş var evde de. Biraz sebze felan almak lazım, sebze yemeği yapmaz oldum kaç zamandır. Buse hanım yemediği için sebze yemeklerini biz de yemez olduk. Kendisine sebze çorbası adı altında veriyoruz sebzesini ama biz yemiyoruz.

Aslında peynir, mantı sebze baklagil gibi ihtiyaçlarımı Pınar Hanım’dan almaya başladığımdan beri elim gitmiyor markettekilere ama ondanda her zaman alamıyoruz tabi. Bu hafta bir grup sipariş vereceğim peynirim ve mantım bitmişti. Yanında sebzelerden de istesem iyi olacak.

 Bugün ne yemek yapsak karar veremedim yine.

Yoğurt çorbası yapmıştım, kuzucuğum pilav çorbası diye severek içiyodu. Yanına ne yapacaz bilemedim. Düşünmek lazım biraz daha.

Yoğurt çorbasının şöyle yapıyorum ben;

–          1 çay bardağı kadar pirinç,

–          6 su bardak su (tavuk suyu yada et suyu olunca daha lezetli oluyor)

–          1 yumurta

–          1 kase yoğurt

–          1 yemek kaşığı un

–          Tereyağı

–          Tuz, kırmızı biber, nane

 Önce princi suyun içinde 10-15 dakika kadar haşlıyoruz. Çok fazla haşlayıp prinçleri iyice lapa yapmadan 1 yumurta, yoğurt ve 1 yemek kaşığı unu, birazda pricin suyundan alarak ayrı bir kapta iyice karıştırıyoruz ve bunu kaynayan prinçlere yavaş yavaş ilave ediyoruz ve hiç durmadan karıştırıyoruz. Karıştırmayı unutunca kesiliyor. Kaynayana kadar karıştırarak pişiriyoruz.

Kaynadıktan sonrada 5 dakka daha bekliyoruz. Bu arada kaynayınca başka bir tavada tereyağını eritip nane ve kırmızı biberi ekledikten sonra çorbamıza ilave edip çoranın altını kapatıyoruz. Tuzunu da altını kapattıkdan sonra ilave ediyoruz.

Afiyet olsun ….

Ohh bugün birazcık kar gördük

9 Mar 2011 Yorum bırakın

Sabah annemlerle konuştum Ankara tamamen kar altında. Bizde sabah biraz olsun kar hasretimizi giderebildik çimlerin üzerleri beyazlamışdı.

Aslında paylaşmak istediğim bir şey, bu kar yağışlarında okulların tatil edilmesi ile ilgili. Şimdi tamam çocuklar yollarda sefil olmasın da, bırakacak kimsesi olmayan anne babalar hiç düşünülmüyor. Şimdi Buse evde bakıcısıyla rahatız da, seneye okula başladığında, okullar tatil edildiği zaman biz napacaz diye kara kara düşüyorum. Hani zaten annesi kayınvalidesi yakınlarda olmayanlar için bu herzaman için bir mesele, şubat tatilleri, diğer bayram tatilleri vs. Ama birde bunlara kar tatilleri eklenince düşünmeden duramıyorum napacağız diye. Yani çocuklar sefil olmasın diye tatil ediliyor ama bu seferde annesinin yanında işe giderek dahada sefil olacaklar. Yöneticinizin insafına kalıyosunuz yada, izin alabilirseniz ne ala. Offf ne zor şeyler bunlar. Daha şimdi düşünmesi zor, yaşayınca daha nelerle karşılaşacağız bakalım.

Bu akşama ne var bizde….

Biz risottoyu çok severiz. Ama yapması biraz zahmetli, sürekli karıştımak felan gerekiyor. Ama geçenlerde Yemekname dergilerinden Ekim 2010 sayısında bir tarife rastladım Düdüklüde Risotto ve denedim.

Her nekadar asıl yapımındaki gibi olmasada oldukça başarılı buldum diyebilirim. Akşama bunu yapacağım. Dünden kalma pizza var dolapda gerçi ama onuda sabah yeriz artık.

 Tarif şöyle;

1 adet orta boy soğan

400 gram arborio pirinci

800 ml tavuk suyu

1 su bardağı beyaz şarap ya da tavuk suyu

1/2 çay bardağı zeytinyağı

100 gram parmesan peyniri

1 yemek kaşığı tereyağı

Ben mantarlı sevdiğim için 1 yarın kilo mantarda iilave ettim.

● Soğanı küçük küçük yemek­lik doğrayın

● Tencereye zey­tinyağı ile birlikte alın ve orta ateşte çok pembeleşmeyecek şekilde kavurun

● Kavurdu­ğunuz soğanın üzerine pirinci ekleyerek biraz daha soteleyin

● Tavuk suyu­nu ekleyerek pirinci karıştırın

● Düdüklü tencerenin kapa­ğını kapatın 2 dakika yüksek ateşte pişirdikten sonra ocağın altını kısın ve pirinci 7-8 daki­ka daha pişirin

● Bu arada, başka bir tencerede küçük küçük doğradımız mantarları az yağda soteleyerek (soğanları sotelerken ½ çay bardağı zeytin yağının hepsinin koymuyorum bir kısmını mantarlarda kullanıyorum) suyu çekene kadar pişirelim

● Üzerine isterseniz biraz maydanoz kıyıp bir kenarda bekletelim  

● Ocaktan al­dığınız risottonun içine tereya­ğını ve aynı zamandfa mantarları ekleyerek hızlıca karıştırın

● Sonra rendelenmiş parme­san peynirini ekleyin ve tekrar karıştırın

● Karıştırma işlemi bitince servis tabağına alın

Afiyet olsun….

Haftaya başladık….

7 Mar 2011 Yorum bırakın

Sabah 7:30 itibari ile bu haftaya da başlamış bulunuyoruz. Hayırlı olsun… İki gün dinlenmeden sonra pazartesileri insan hiç gelmek istemesede işte geldik burdayız….

Neyse bu akşam için dünden düşünmeye başlamıştım, ne yapacağımı kafamda hazır edeyimki akşam gidince yapması kolay olsun. Köfte yapıcam yanınada salata yeşillikli cevizli bir salata yapabilirim. Buse’de köftesini güzelce yer.

Benim tarifim şöyle….

–          500 gr kıyma (Ben Buse’de yediği için hep en yağsız etten çektriyorum kıymayı)

–          1 orta boy soğan

–          2 diş sarımsak

–          1 yumurta

–          Ekmek içi (yoksa galeta unu da koyulabilir)

–          Tuz , karabiber

–          Kimyon,

–          Maydanoz

Sarımsakları ve soğanları robotta kıyıyoruz iyice. İçinde tane tane kalmasından pek hoşlanmadıkları için, iyice kıydırıyorum. Sonra bütün malzemeleri karştırıyoruz. Bukadar. J

Ben yağsız tavada kızartıyorum genelde ama azcık zeytin yağıyla yağlayarak tavayı. Domates ve biberde kızartıyorum yanında garnitür gibi.

Salataya gelince; göbek marulum var evde, biraz da ıspanak ve havuç buları karıştırıp limon zeytin yağı , biraz da üzerine ceviz. Salatamızda hazır.   Afiyet olsun…